Page 28 - MTMD E-Dergi 08
P. 28
anı
“Çocukluğumda oturup uçak yapar, ahşap yontup cihaz üretirdim. Makineyi hep çok sevdim. Okuduğum bilim kurgu
hikayelerinden ilham alırdım. Tek ray üzerinde giden trenler düşlerdim. Bizim devir galiba bilgiye çok açtı. Çocuklar için
mecmualar vardı. Şimdiki çocuklar gibi elimize bir tablet alıp tık tık, ses de çıkartmazdık. Yani öyle bir şey bilmiyorum.
Üniversitedeki arkadaşlarım arasında sonradan Sanayi ve Teknoloji Bakanı olan Cahid Aral, Korkut Özal, Ahmet Rasim
Büyüktür, Kemal Onat, Ömer İnönü, Salomon d’Albi Crack vardı. Üçüncü sınıfa kadar elektrik ve makine bölümlerini be-
raber okuduk.Sonradan iklimlendirme sektörünün altyapısını oluşturacak derslere Hulki Eren, Melih Koçer, Duscio, Lütfü
Zeren, Fikret Narter, Ratıp Berker gibi profesörler gelirdi. 1950’de mezun oldum ve Su Makineleri Kürsüsü’ne asistan
olarak kabul edildim. Sektörde bana yardımcı olacak pek çok bilgiyi alma imkânım oldu. Fakülteye giren bütün kitapla-
rın alışverişini ben yapıyor, önce ben okuyordum. Bilhassa Alman kaynaklı kitaplar alınıyordu. Sahaflara da gider kitap
toplardım. 1953’te askere gittim. İzmir’de yapılan NATO binasına kontrolör olarak tayin edildim. Askerliği Kordon’da çok
rahat yaptım. Tesisat bölümünün kontrolörlüğünü yaptım. Belediyenin binası NATO’ya devredilmişti. Talebeyken yap-
tığım ısıtma projelerine benzer bir işti. Isıtmaya ait kolon şemaları, katlarda radyatör yerleşimi, ana boruların dağıtımı
gibi işlerdi. Askerden sonra İTÜ’de İnşaat Mühendisliği Bölümü açıldı ve ek binalar yapılacaktı. O iş için çağırdılar, ben
de kabul ettim. Böylece sektöre girmiş oldum. İlk ısıtmayı da burada ve Maçka’daki Maden Fakültesi’nde yaptım. Türki-
ye’de kullanılmayan, ters toplamalı bir Ticherman sistemiydi. Belli koloknlarda dağıtım yapıyordu. İlk verdiği kolonu son
topluyor, basınçlar dengeleniyordu. Denge vanası olmadığından basınç kolonlarda dolanmayla dengeleniyordu. Pompa
da olmadığından su ağırlığıyla çalışan bir sistemdi. Suyun sıcaklığıylahareket eden sistemler yapardım çünkü elektrik
ikide bir kesilirdi. Elektrik olmasa da çalışıyordu. O zaman bu sistemi Türkiye’de uygulayan ilk mühendisim. İTÜ 50’li yıl-
ların başında, ısıtma ısıtma sistemi olan ilk üniversiteydi. Onun dışında sadece varlıklı ailelerin evlerinde radyatör vardı.
1957’de sonradan Arçelik olan Er Çelik’in Sütlüce fabrikasında üretilen radyatörü kullanırdık. Boğaziçi’nde birkaç villaya
onlardan koydum. Ardından Maçka Maden Fakültesi’nin oditoryumu geldi. Projeyi ücretle yaptım. Ahşap talaşlarını ba-
sınçlı bir şekilde düzenleyerek sisteme koydum ve akustik olarak absorbe ettirdim. Yaz aylarında okul çalışmadığından
sadece klima santraliyle ısıtma, hava temizleme ve ses susturucu yaptık. Bunları yaparken boruları Perşembe Pazar’ın-
dan alıyorduk. Dikişli boru üreten bir kamu fabrikası da kurulmuştu ama bizim kavgamız dikişsiz boru ürettirmekti.
Bunlar ithal ediliyordu. Böylece profesyonel hizmet vermeye başladım.”
(Alıntı: Duayenlerin Tanıklığında Türkiye Klima Sektörü – Form Şirketler Grubu)
28 E-DERGİ • SAYI 8